Pages

28 Mart 2009 Cumartesi

Dün akşam eşimin arkadaşları çaya geldiler.Mercimek köftesi, patatesli ay çöreği ve rulo pasta yaptım.






Mercimek köftesi tarifini


http://yemekgunlugum.blogs.com/yemek_gunlugum/2005/09/mercimek_kftesi.html



arkadaşımızın bloğundan aldım.


Patatesli ay çöreği tarifini bir arkadaşımdan aldım.

Rulo pasta tarifini daha önce burada yazmıştım.

17 Mart 2009 Salı

Hazır Yufka Mantısı



Tarifi yemekgünlüğüm bloğundan aldım. Yemekgünlüğüm güvenerek yemek tarifi aldığım bir blog...
Eşim daha çok kol böreğine benzetse de ben beğenerek yedim :))


Malzemeler:

4 adet yufka
350gr. Kıyma
2 adet soğanın rendesi
tuz, karabiber, kırmızı tozbiber
yarım su bardağı sıvı yağ

Sosu için:

1 litre et suyu ( ben normal su kullandım)

1 tatlı kaşığı salça
1 çay kaşığı kırmızı toz biber
500gr yoğurt
3-4 diş sarımsak
tuz

Yapılışı:

İç malzemesini hazırlamak için: kıyma,soğan rendesi, tuz ve biberiyeler, bir kabın içinde karıştırılır.
Yufkaların hepsi üst üste yayılır ve ortadan ikiye kesilir. Yarım daire şeklindeki yufkaların üstünü biraz yağlanır, kıyısına iç harçtan boydan boya koyulur ve kıyıdan ortaya doğru yavaşça kol böreği gibi sarılır. Daha sonra 2 cm genişliğinde kesilir.


Aynı sıra ile yağlı tepsiye kestikleriniz dizilir. Diğer yufkalara da aynı işlemi uygulanır. Daha sonra yufkların üzerine fırça ile yağ sürülür.
Önceden ısıtılmış 200´C fırında güzelce kızarana kadar fırınlanır.

Sıcak etsuyunu fırından yeni çıkmış tepsinin üzerine gezdirilir Tepsi tekrar fırına verilir.

Demlenmesi için. 10 dk fırın içinde bekletilir.
Yoğurtlu sosu başka bir kabın içinde hazırlanır. Yoğurt+sarımsak+tuz
Derince bir tavada salçalı sosu hazırlanır.Sıvıyağ+salça+tuz+kırmızı tozbiber
Tepside sosu çekmiş mantıları tabağa aldıktan sonra sarımsaklı yoğurt ve salçalı sosla sıcak olarak servis yapılır.

14 Mart 2009 Cumartesi

Eşimin Yeğeni İçin Doğumgünü Hediyesi



Sevdiklerime doğumgününde kendi el emeğimle yaptığım hediyeleri vermeyi çok seviyorum.
Geçen hafta eşimin yeğeninim doğumgünüydü. Aklıma böyle bir kalemlik yapmak geldi.
Daha önce de annemle kızkardeşime patik örmüştüm.
Kalemliği 500 gr. lık peynir kutusundan yaptım.Kutunun altını çıkarıp ortasına yuvarlak açtım.Onu ayrı iple sardım.Kutuyu ayrı iple sardım.2 tane de toka aldım.Tokaları da ortasına geçirdim.Aslında tokaların sadece çiçeğini yapıştıracaktım.Aklıma lastiğiyle takmak geldi.Böyle daha hoşuma gitti.


10 Mart 2009 Salı

Anneanne Ekmeği


Dün portakal ağacında bu tarifi görünce tarif kolay geldi.Ne zamandır ekmek yapmak istiyordum.Hemen denedim.Sonuç harikaydı.Yalnız fırında 30 dk.tutmama rağmen üstü fazla kızardı.Her fırın farklı sanırım.Akşam eşime kaç puan veriyorsun diye sordum. 10 üzerinden 9 puan verdi. :)) Denemenizi tavsiye ederim.

1 su bardağı ılık su
1 yemek kaşığı instant kuru maya
1 tatlı kaşığı tuz
1 yemek kaşığı + 1 tatlı kaşığı sıvıyağ
2 yemek kaşığı + 2 tatlı kaşığı toz şeker
4 su bardağı un

Hazırlanışı:

Fırını 200C'de ısıtılıp kapatılır.
Geniş bir kabın içinde ılık su, maya, tuz, yağ, şeker ve 2 su bardağı un karıştırılır.

Kabınızın üzerini streçleyip fırında karışım 2 katı olana kadar bekletilir.

İki katına çıkınca azar azar 2 su bardağı unu ekleyip iyice yoğurulur. Hamuru yağlanmış bir kaseye alıp çevire çevire her yanının yağlanmasını sağlanır. Üzerini örtüp tekrar fırına alıp iki katı kabartılır.
Hamuru hafifçe yoğurup ekmek şekli verilir ve dikdörtgen kek kalıbına yerleştirip kapalı fırında kabartılır. 175C'de 35-45 dakika pişirilir. Kalıptan çıkardıktan sonra bir beze sararak ılıtılır.

7 Mart 2009 Cumartesi

Şeker Uyuşturucu Gibi

Fotoğraf: http://www.flickr.com/photos/merve_yilmaz84/


British Medical Journal'da yayınlanan bir makalede "Şeker, tütün kadar tehlikeli, uyuşturucu sınıfına sokulmalı" dendi. Evet, anneler babalar top sizde. Hala çocuğunuza uyuşturucu vermeye devam edecek misiniz?.. "Ne yapalım, çocuğum gofreti, şekeri çok seviyor" deyip kafanızı kuma mı gömeceksiniz?Bu öyle bir zehir ki her markette, bakkalda satılıyor. Bütün diğer uyuşturucular gibi bağımlılık yapıyor ve haz duygusuyla birlikte vücuda zarar veriyor. Hatta bu beyaz zehir çocuklara yediriliyor.British Medical Journal'da yeni yayınlanan bir makalede "Şeker tütün kadar tehlikeli, zarar verici ve bağımlılk yapıcı olduğu için uyuşturucu sınıfına sokulmalıdır" diyor. Gözünüzün önüne yeğeninize, çocuğunuza "hediye ettiğiniz" çikolatalar, gofretler mi geliyor? İnsanı sigaraya, uyuşturucuya en yakınları alıştırır... Çocukları da "şeker isimli zehire" anne-babaları alıştırıyor en önce. Şekerin ettikleri;* Fazla şeker tüketmek kan şekerini çok cabuk artırıyor ve pankreas aşırı insulin salgılıyor. Buna "metabolik sendrom" deniyor. İnsulin, şekeri regüle ettikten sonra fazlasını yağ olarak depoluyor. Kan şekerindeki ani düşüş ise sürekli acıkma hissine ve yemeye yol açıyor.* Diş çürümesi başta olmak üzere, obezite, diyabet, kalp ve dolaşım hastalıkları, böbrek taşları, kanser, hipertansiyon, felç, ülser, astım, romatizma, kronik yorgunluk sendromu ve kemik erimesine sebep oluyor.* Kan dolaşımıyla vücudun her tarafına taşınan şeker özellikle de göbek, kalçalar, göğüsler ve bacağın üst kısmında toplanıyor. Bu bölgeler de dolduğunda, yağ asitleri kalp ve böbrek gibi aktif organlara dağılıyor. Bu organlar gittikçe yavaşlıyor ve sonuçta dokuları bozularak yağa dönüşüyor.* Bağışıklık sistemi zayıflıyor. Vücut soğuk, sıcak veya mikroplara karşı koyamıyor. Her yerde "şeker" var; Kek, pasta, baklava gibi tatlı yiyeceklerin içinde şeker olduğunu zaten biliyoruz. Tehlikeli olan gelişme, şekerin artık yerli yersiz neredeyse bütün hazır gıdaların içine koyulur hale gelişi... Bebek maması, mısır gevreği, sosis, mayonez, ketçap, pizza, hamburger ekmeği, kola, hazır meyve suyu gibi gıdalar şekerle tüketici gözünde daha çekici hale getiriliyor. Doğuştan tatlıya yatkınlığı olan insanoğlu da, farkında olmadan bu cazibe,çekime kapılıyor ve satışlar artıyor. Gittikçe daha fazla satın alıyor, daha çok yiyoruz bu gıdaları.Çocuklar ve bebekler için çok sakıncalıÖzellikle bebek mamasında bile şeker bulunması, çocukların beslenme zevkinin bir ömür boyu yanlış bir yolda gitmesine sebep oluyor. Günümüzde artan aşırı sişmanlığın sorumlularından biri de bebekken tanışılan şeker olsa gerek. Bebek mamasında anne sütüne oranla %60 daha fazla şeker bulunuyor!Şekerdeki genetik risk Şekerle ilgili çok önemli başka bir tehlike daha var. Genetiğiyle oynanmış mısırdan "mısır şekeri" üretiliyor. "Nişasta bazlı sıvı şeker" de denilen bu "oynanmış" şeker, çikolata, gofret, gazlı içecek, baklava, mısır gevreği gibi endüstriyel gıdalarda en çok kullanılan şeker türü.Genetiğiyle oynanmış gıdalar ise, başlı başına sayfalarca yazı yazılabilecek bir konu. Tabii halinde değil, insan eliyle "oynanmış" genlere sahip yiyecekleri yediğimizde, bizim vücudumuzda da genlerimizi ilgilendiren değişiklikler olabileceğinden korkuyor bilim adamları. Günümüzde yaygınlaşan besin alerjileri, kanser gibi rahatsızlıkların nedenlerinden biri olduğu düşünülüyor... Şekerin gizli isimleri; Yiyeceklerin "içindekiler" listesinde şekerin farklı isimlerle gizlenmiş olduğunu görebilirsiniz. Bu isimler ne mi? Sakaroz, esmer şeker, mısır şurubu, nişasta bazlı sıvı şeker, dekstroz, sorbitol, mannitol, xylitol, fruktoz, meyve şurubu, glikoz, glikoz şurubu, bal, invert şeker, laktoz, maltoz, akçaağaç şurubu, melas, şeker şurubu, turbinado, amazake. Karacaoğlan'ın "zehir oldu yediğimiz şekerler" deyişi günümüzde daha bir geçerli...Şekersiz hayat daha tatlı, daha uzun!Almanya'da yapılan bir deneyin sonuçlarına göre şekersiz beslenme solucanların ömrünü % 20 oraninda uzattı. Ya insan hayatına neler yapıyor bu şeker? Yazımızı okumadan çayınıza şeker atmayın, çocuğunuzu sevindirmek için janjanlı mamuller almayın!Almanya Jena Universitesi'nden Michael Ristow Ekim ayında yayınlanan şaşaırtıcı bir deney gerçekleştirmişti. Deney sonuçlarına göre, bir tür şeker olan glikozu sindirmeleri engellenen solucanların ömrü %20 oranında uzuyordu. Michael Ristow, bu araştırmadan hareketle, "İnsanlarda da şeker tüketimi ömrü kısaltıyor olabilir" demişti.Bu haber birçok gazetede yayınlandı ama hak ettiği ilgiyi görmedi. İyi bilgi okuyucuları için İstanbul Üniversitesi Cerrahpasa Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıklari Ana Bilim Dalı Metabolizma ve Beslenme Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ahmet Aydın'a görüşlerini sorduk ve Shane Ellison'un şeker hakkındaki çarpıcı görüşlerine yer verdik."Şeker kronik hastalıklara sebep oluyor" Prof. Dr. Ahmet Aydın beslenmebulteni.com sitesinde yayınladığı yazılarında sık sık sağlıklı bir beslenme biçimini tavsiye ediyor. Tavsiye ettiği "Taş Devri Diyeti"nde şeker, un gibi gıdalara yer yok. Prof. Aydın, Michael Ristow'un deney sonuçları ile ilgili şunlar söyledi: "Teorilere göre yüksek oranda şekerle beslenme, kan insülinini artırıyor (insülin direnci, metabolik sendrom). İnsülin fazlalığı bir tarafta şişmanlığı artırırken, öte tarafta vücutta iltihap maddelerinin ve serbest radikallerin artmasına yol açıyor. Bunlar da kronik hastalıkları(kanser, osteoporoz, enfarktüs vb.) artırıp yaşlanmayı hızlandırarak ömrü kısaltıyor. Yüz yılın üzerinde yaşayan insanların tek ortak özelliği, kan şeker düzeylerinin yüksek olmaması ya da insülin dirençlerinin düşük olmasıdır." "Şekerin yan etkisi: Obezite" Amerikali yazar Shane Ellison ise "Bir Masalmış Kolesterol" kitabında şekeri kalp sağlığına büyük bir tehdit olarak tanımlamıştı. Kitaptan şekerle ilgili satırlar şöyle:"Mutluluk, dünyada en çok peşinde koşulan duygudur. Şeker ise, dünyada en bol bulunan kimyasal madde. Sıkıntı ve sorun da işte burada. Şeker insanı mutlu ettiğinden ve her yerde kolayca bulunduğundan, bağımlılık yapabilir. Ancak bu bağımlılık şekerin yan etkileri (özellikle obezite) nedeniyle sağlıksızdır. Yüksek miktarda şeker (sukroz, yüksek glisemik endeksli karbonhidratlar ve meyve suyu) alimi, asiri miktarda ensulin uretimine yol acar. Asiri ensulin ise hucrelerinizi "uyusturur".Hucre icine giris imkani bulamadigindan, glikoz (ve diger bircok besin) gidecek yerleri olmadan kan dolasiminda suruklenir durur. Sabit bir sekilde glikozun akisi oldugunu fark eden pankreas ensulin salgilamaya devam eder. Glikoz ve insulin zehirli hale gelirler. Hasar baslar.En korkutucusu, ensulin "termogenez"i bloke ederek yag yakma ozelliginizi engeller. "Termogenez", zayif kalmaniz icin size Allah tarafindan bahsedilen bir haktir. Vucudunuzun yaglardan, onlari isiya cevirerek kurtulma surecidir. Ensulin, bu sureci engeller. Termogenez gibi mucizevi bir ozellige, hareket etmenizden veya diyet yapmanizdan bagimsiz bir sekilde dogustan sahipsiniz, unutmayin.Asiri seker alimina dayanan bu olumsuz etkiden magdur olanlar, kontrol edemeyecekleri biyokimyasal bir kabusun kolesi olacaktir. Cogu vakada, geri donus yoktur. Uyanma imkani olmayan bu kabusun karakteristik ozellikleri surekli seker krizleri, dindirilemeyen susuzluk hissi, idrar miktarinda artma, vucut yag miktarinda artma (yillar icinde vucudunuzun yag yuzdesi artiyor mu?), karamsarlik ve dusuk enerjidir.Bu belirtiler daha sonrasında obezite, ardindan insulin direnci, tip 2 diyabet, kalp hastaligi, kanser ve nihayetinde erken olume sebep olabilir. "Ilkyardım" ilaclarini unutun ve kan sekerinizi dogal yollarla dusurmeye calisin."

4 Mart 2009 Çarşamba

Kermes

Pazartesi günü kermesimiz vardı. İlk kermesim olduğundan farklı bir heyecan içerisindeydim.


Elhamdülillah güzel ve bereketli geçti.






Alttaki salatanın görünümüne bayıldık.Adeta pasta gibiydi.



Yalnız yapan kişi sarımsaklı yaptığı için 1-2 dilim satabildik.








Tatlıların sadece üçünü çekmişim.Meyveli pastanın tadı harikaydı.

En çok pastalar satıldı.Özellikle tiramisu ve incir tatlısı en çok rağbet görenlerdi.

3 Mart 2009 Salı

Facebook'ta BÜYÜK TUZAK


Facebook uygulamaları korkutmaya devam ediyor:

Hacker'lar bir kez daha şifrelerin peşinde...

Facebook artık eskisi kadar güvenli değil.

Kısa aralıklarla ortaya çıkan iki Facebook uygulaması, kullanıcıların kişisel bilgilerini elde etmek için benzer yöntemlere başvuruyor.

İlk olarak birkaç gün önce görülen "Error Check System" uygulaması, kullanıcılara profillerinin görüntülenemediğini söyleyerek şifrelerini çalmaya çalışıyordu.

Yeni uygulama ise Facebook'un kullanıcı sözleşmesini ihlal ettikleri gerekçesiyle, profillerinin silinmek üzere olduğunu söyleyerek korkutuyor ve kullanıcıları gönderdiği e-postadaki bağlantıya tıklamaya teşvik ediyor. Bu bağlantıya tıklandığında ise kullanıcının şifresini elde eden hacker'lar ayrıca aynı e-posta'nın tuzağa düşen arkadaşlarına da gönderilmesini sağlıyorlar.Son zamanlarda sıkça gündeme gelen Facebook'un kullanıcı sözleşmesi tartışmaları sayesinde meydana gelen endişeden beslenen bu ikinci hacker uygulamasının şu ana kadar kaç kişinin şifresini çaldığı bilinmiyor.Facebook uygulamaları ile ilgili en büyük sorun, herhangi birinin Facebook için kolaylıkla uygulama yazabiliyor olması. Üstelik bu uygulamaların yayınlanması için Facebook tarafından kontrol edilmesi gerekliliği bile bulunmuyor. Bu yüzden Facebook zararlı bir uygulamayı devre dışı bıraktığı anda bir yenisi çıkıveriyor.

Labels